İstanbul Avrupa Yakası Escort Kızlarla Doyumsuz Geceler
Gördün ya beni unutmamış dedi işte geldi.. Sonra sevinç içinde İstanbul Avrupa Yakası escort kız gibi.. Hatta koşarak kapıyı açtı.. Buradayım Edmond.. Ayrıca Yılan görmüş gibi irkildi. Tekrar sandalyeye çöktü.. Sadece özlemle aşkla birbirlerine sarıldılar.
Kızgın bir güneşi içeriye doluyordu. Mutluluktan bu dünyayla bağlarını kestikleri için.. Hatta yanlarındakini unuttular. Bir süre sonra odanın loşluğunda karanlık bir yüzün.. Kendisine bakmakta olduğunu fark etti.. Farkında olmadan elini kemerindeki bıçağın kabzasına attı.
Afedersiniz burada üç kişi olduğumuzu bilmiyordum. Sonra dönerek sordu: Kim bu bay? Bir dostum. Senin de dostun olacak. Kuzenim senden sonra en çok sevdiğim insan. Tanımadın mı onu? Bir eliyle elini tutan ah evet diyerek öbür elini de uzattı..
İstanbul Avrupa Yakası Escort Kızlarla Doyumsuz Geceler
Fakat hiç kımıldamadı. Bir heykel gibi sessiz.. Ve hareketsizdi bunun anlamını sorar gibi.. Önce üzgün ve eli titreyen Avrupa Yakası eskort bayan sonra meydan okurcasına.. Ancak kaşlarını çatmış kendisine bakan baktı. Bir anda her şeyi anladı. Yüzü hırsla karıştı..
Seni görmek için buraya koşarken evinde.. Ayrıca bir düşmanı karşılaşacağımı ummamıştım.. Mercedes öfkeyle kuzenine baktı.. Düşman mı? Burada senin düşmanın olamaz benim kardeşimdir. Senin de dostça elini sıkacaktır. Emreder gibi baktı. Bu bakışın etkisinde kalan..
Yavaşça elini uzattı. Nefreti kızgın.. Fakat etkisiz bir dalga gibi parçalanmıştı.. Ama eli onun eline değince kendine geldi. Hızla dönüp kendini evden dışarı attı. Bir yandan koşuyor.. Hatta bir yandan da başını elleri arasına almış.. Ancak deliler gibi söyleniyordu:
Bu adamdan nasıl kurtulacağım? Ne yapmalıyım? Ne yapmalıyım? Nereye böyle telaşla Fernand sorusuyla irkildi. Durup çevresine bakındı. Meyhanenin çardağında ki masanın başında oturan Dangiars’ı gördü.. Gelsene dedi. Arkadaşlarınla iki çift laf edemeyecek..
Kadar telaşlı mısın? Şaşkın şaşkın onlara baktı. Bir şey söylemedi diziyle dürttü Çok üzgün, diye mırıldandı. Yanıldık, sanırım Dantes, kızı bunun elinden aldı mı dersin? Caderousse, fısıldayarak cevap verdi: Anlarız şimdi.. Sonra Fernand’a dönerek seslendi:
Haydi Fernand, karar ver. Gelecek misin? Fernand, alnında biriken terleri sildi. Ağır ağır çardağa doğru yürüdü. Yanlarına gelince: Merhaba, dedi. Beni çağırdınız, değil mi? Oturdu. Dirseklerim masaya dayadı. İnler gibi bir nefes aldı. Caderousse:
Yabancı Kız Bilmediği Yerlerde Veriyor
Biliyor musun Fernand bu hâlinle terk edilmiş bir sevgiliyi indiriyorsun, dedi. Kaba kaba güldü. Danglars: Fernand gibi yakışıklı bir genç, aşkta asla kaybetmez. Şaka yapıyorsun herhalde. Hayır, şaka yapmıyorum. Ancak terk edilmiş bir âşık böyle iç çeker.
Hadi Fernand, başını kaldır da konuş. İnsanın, sağlığını soran dostlarına.. Cevap vermemesi ayıptır. Fernand, yumruklarını sıktı. Fakat başını kaldırmadan, cevap verdi: Sağlığım iyi. Caderousse, arkadaşına göz kırparak.. Ayrıca Ben sana hikâyeyi anlatayım Danglars, dedi.
Bu cesur Katalanyalı, Marsilya’nın en iyi balıkçılarından biri olan bu Fernand.. Hatta Mercedes adında güzel bir kıza âşık. Fakat ne yazık ki kız, Avrupa Yakası escort ve Firavun’un ikinci kaptanını seviyor Firavun da bugün Marsilya’ya döndüğüne göre..
Danglarsz.. Hiçbir şey anlamadım, dedi. Anlamayacak ne var? Zavallı Fernand’a yol göründü.. Fernand, başını kaldırıp hırsını almak için birisini arar gibi Caderousse’e baktı: Ne olmuş yol göründüyse? Mercedes istediğini sevemez mi?
Caderousse alaylıbir şekilde cevap verdi: Sen kabul ediyorsan, sorun yok tabii. Ben de seni Katalanyalı sanmıştım. Benim bildiğim Katalanyalı, rakibinin kendisini bir tarafa itmesine razı olmaz. Hele bu Katalanyalı Fernand Mondego’ysa..
Kimsede intikamını bırakmaz. Danglars, ona çok acıyormuş gibi: Zavallı, ne bilsin Dantes’nin böyle apansız geleceğini, dedi. Belki de onun öldüğünü ya da Mercedes’i unuttuğunu sanıyordu. Böyle aniden çıkınca, herhâlde daha çok acı vermiştir.