Ofise Gelen Taksim Escort Boşalatacak
Ad Details
- Tarih: 6 Temmuz 2025 14:06
- Kalan Süre: 89 days, 16 hours
Bayanın Biyografisi
Pencereden süzülen şehir ışıkları, çıplak bedenlerimizin üzerinde dans ediyordu. Sen ofise gelen Taksim escort sevgilini duvara dayamışken, soğuk duvar sırtımı yakıyor, nefesin boynumda titreşiyordu. “Kaçamayacaksın,” diye fısıldadın dudaklarıma yakın, ısırırken. Ellerin eteğimin altında geziniyor.
Naylon çorabımın hışırtısı odada yankılanıyordu. Ansızın dizlerimin üzerine çöktüm. Pantolonunun fermuarını dişlerimle çekerken, gözlerindeki o koyu parıltıyı gördüm – kontrolünü kaybetmek üzere olduğunu biliyordum. “Yalvarırsan belki,” diye mırıldandım, nefesim sıcak ve ıslak. Sert bir hareketle kaldırdın beni.
Bu kez sen masaya yaslandın. Gömleğin yırtılırken, göğsündeki tüylerin terle parladığını gördüm. Tadın ağzımda, tuzlu ve tanıdık. Aniden çevirdin beni. Ellerin bileklerimi tutarken, alnım soğuk mermere değdi. “Kimin söz dinlediğini unuttun galiba,” diye hırladın kulaklarıma. Bir anda içimdeki ateş daha da alevlendi.
Ofise Gelen Taksim Escort Boşalatacak
Her hareketinle biraz daha kaybediyordum kendimi. Parmaklarım masanın kenarını kavradı, tırnaklarım verniğim çizilirken umurumda değildi. “Daha fazla,” diye inledim, sesim boğuk ve yalvaran. Doruk geldiğinde, çığlığımı dudakların susturdu. Bedenim şimşeklerle çalkalanırken, sen son bir kez daha bana bağlandın.
Şimdi, sabahın ilk ışıkları odanın içine dolarken, aynı zamanda bileklerimdeki kırmızı izlere dokunuyorum. Yanımdaki boşluk soğuk ancak içim hâlâ yanıyor. Fakat telefonum titredi: “Bugün ofiste görüşeceğiz. Toplantı odası. 14:00.” Dudaklarım özellikle buz kesti. Çünkü biliyordum – bu dans asla bitmeyecekti.
Banyoda aynaya bakarken, boynumdaki morlukların iyice belirginleştiğini fark ettim. Parmak uçlarımla dokunduğumda hafif bir sızı hissettim – dün geceye dair tatlı bir hatırlatma. Duş alırken, suyun vücudumda gezinişi ayrıca senin dokunuşlarını anımsatıyordu. Özellikle de kalçalarımda bıraktığın o kırmızı izler.
Mutfakta kahvemi yudumlarken telefonum titredi. Mesajını okurken bacaklarımın arasında tanıdık bir sıcaklık geldi: “Bugün ofiste çok dikkatli ol. Seni herkesten sakınacağım. Ama o toplantı odasında kimse duymayacak şekilde inlemelerini duymak istiyorum.” Hatta eteğimin altına naylon çorap giymeye karar verdim.
Senin onları yırtışını özlemiştim. Toplantı odasının buz gibi camına sırtım dayanmışken, senin masum görünen gömleğinin altındaki sertliği hissediyordum. “Sessiz ol,” diye fısıldadın, dudakların boynumda gezinen sıcak nefesinle birlikte. Parmakların eteğimin altında ilerlerken, ofis dışındaki ayak seslerini duyuyordum.
“Biri gelir,” diye titreyerek uyardım. “İşte bu yüzden daha hızlı olmalıyız,” diye karşılık verdin, dişlerin omzumu ısırırken. Masaya doğru ittirdiğinde, dosyalar yere düştü. Kalbim göğsümden çıkacak gibi atıyordu. Camdan yansıyan görüntümüzde, özellikle profesyonel kıyafetlerimizin altında saklanan vahşeti görüyordum.